Ayaklarınız sizi sağlığa götürür...


  Telefon : 0 554 592 35 24

All Posts Tagged: refleksoloji

Refleksoloji Nedir?

Refleksoloji, bugün destekleyici ya da tamamlayıcı tedavi dediğimiz tedaviler arasında yer almaktadır.

Refleksoloji sinir noktalarını belirli tekniklerle uyarmanın ortaya elektrokimyasal mesajları çıkardığını bununda nöronların yardımı ile ilgili organı uyardığını savunur.

Bunun yanısıra psikolojide özellikle panik atak ve depresyon hastalığının tedavisinde destekleyici olarak uygulanmakta olup, başta Rusya ve Amerika’daki engelliler üzerinde özellikle otistik ve spastik engelli çocuklar ile felçli hastalar olmak üzere birçok engel grubunda ciddi gelişmelerin ortaya çıkması sebep olmuştur.

Ayak ve el refleksolojisi belli noktaların manuel uyarılarak vücuttaki sinirlerin ve kan dolaşımının uyarılmasıdır. En yaygın uygulanan ise ayak refleksolojisidir. Stres belki de günümüz insanlarının karşılaştığı en temel sorundur. Bu sorunun sinir sistemimiz üzerindeki etkisi son yıllarda yapılan araştırmalarla kanıtlanmış olup günlük hayatta yaşadığımız birçok sorun buna dayalıdır. Stres kan dolaşımını yavaşlatır refleksoloji ise kan dolaşımını hızlandırarak vücudun besin almasını ve toksin atımını hızlandırır. Refleksoloji yaptıranların bağışıklık sistemlerinin daha iyi çalıştığı özellikle kışın yaşanılan soğuk algınlığı ve grip tarzı hastalıklara daha dirençli oldukları araştırmalarla ve yaptığımız çalışmalarla sabittir. Düzenli refleksoloji yaptıran hastalarımızın bu tip deneyimlerini bize aktarmaları bizim için sürpriz değildir. Aslında bu arada bir başka yorumu da refleksolojiyi tanımlarken anlatmakta fayda var. Enerjinin bloke olduğunu temelde de hastalıkların bu sebeple çıktığını söyleyen yorumlar da tıpkı tıkalı bir kanalın açılıp normal seyrine kavuşan bir kanal gibi anlatan bir yorum.

 

Read More

Refleksolojinin Tarihi

Antik çağda eski Yunan döneminde de refleksolojiye çok benzeyen terapiler yapılıyordu. Refleksoloji insanlığın ortak mirası olarak günümüzde en etkili destek tedavi olmuştur.

Yaklaşık on iki bin yıllık bir geçmişi olan refleksolojinin ilk uygulama yeri geleneksel tıbbın doğuş ve uygulama yeri olan eski Çin ve Mısır’ dır.

Tarihte İnka ve Çin medeniyeti migren, bel – boyun fıtığı, troid ve mide rahatsızlıkları olmak üzere bütün nörolojik hastalıklarda bu yöntemi uygulamışlardır. Bunun yanı sıra refleksoloji terapisinin bireyi günlük stres ve anksiyateden uzaklaştırıp rahatlattığı bilinmektedir..

Refleksolojinin eski insanların maymun türlerinin davranışlarını gözlemlemeleri ve bundan esinlenerek refleksolojiyi geliştirdiklerini söylememiz gerekiyor zira maymun türlerinin bazılarının hem kendi hemde diğer maymunların el ve ayak tabanlarını ovuşturup kaşıdıkları bilinen bir gerçekliktir… Bugün bile bu görüntüleri bazı belgesellerde görebilirsiniz.

Bildiğimiz bugünkü refleks bölgeleri terapisi ile eski doğu basınç noktası masajı arasındaki ilişkisi hala bilinmemektedir. Ancak bu iki bilim dalı arasında bir ilişki varmış gibi görünmektedir. bizler şahsen böyle bir şeyin söz konusu olduğu hissini taşıyoruz. Birçok kutsal kitapta ve anlatıda , ayaklarla ilgili gelenekler hakkında bazı pasajlar bulunmaktadır. .hatta kültürümüzde yaşayan ayak sağlığıyla ilgili atasözleri ve deyişler örnek gösterilebilir… Bu atasözleri ve deyimler tarihi bir talimatname olabilir mi? Birde dokunma yada ayaklara dokunma deyince isa mesihi hatırımıza getirmeliyiz zira o yüce yaratıcının kendisine verdiği şifacı sıfatını mesh ederek yani vücudun belli noktalarını özellikle ayak tabanlarını mesh ederek insanlara şifa dağıttığını hatırlatmak istiyoruz.tabi burada isa mesihin bize anlatmak istediği birşeylerin olduğunu anlatmak istiyoruz.yoksa isa peygamberin refleksoloji yaptığını söylemiyoruz.ama İslam peygamberi Hz. Muhammed’ in gece uzun süre namaza durduğu için şişen ayaklarını hanımı Ayşe validemize ovdurduğunu siyer kitaplarında görebiliriz. Günümüz refleksolojini araştırmak istiyorsak, bu tesadüfi benzerlikleri göz ardı edemeyiz. Ancak bir kez daha söylüyoruz: Bizler bir tıp tarihçisi değiliz . Bu yüzden, bu gibi bilgilerin değerlendirilmesini ilgili uzmanlara bırakıyoruz. Ancak refleksolojinin yakın tarihi bir başka hikayedir.

Modern refleksolojinin tarihini araştırmak isteyen herkesin, Dr. William H. Fitzgerald ile başlaması gerektiğini düşünüyoruz. Zira doğuda geleneksel olarak hep varlığını sürdüren bu bilim batıya yada modern tıbbın merkezine bu doktor vasıtasıyla taşındı. Dr. Fitzgerald 1917 yılında “Bölge Therapy, or Relieving Pain At Home” isimli çok ilginç bir kitap yayınlamıştır. Bu kitapta, değişik aletlerle birlikte ağrıları elleri ve parmakları ile azalttığı hakkındaki başarılarından bahsetmektedir.

Bu doktorun katıldığı bir akşam yemeğinde tesadüfen, bir gazetede yüksek tonları artık çıkaramadığını söyleyen bir meşhur konser ses sanatçısı da bulunuyordu. Burada boğaz doktorlarının bu rahatsızlığın nedenini bulamadıkları da yazıyordu. Dr. Fitzgerald bayan ses sanatçısına, onun parmaklarına ve ayak parmaklarına bakıp bakamayacağını sordu. İncelemesi bittikten sonra, sanatçının yüksek tonları eskisi gibi çıkaramamasının, sağ büyük ayak parmağındaki bir nasır yerinden kaynaklandığını söyledi. İlgili bölgeye birkaç dakika basınç uyguladıktan sonra şarkıcı büyük ayak parmağındaki acının yok olduğunu söyledi. Bunun üzerine doktor kendisinden şu ricada bulundu. – ve ona şöyle dedi “Yüksek tonları çıkarmayı deneyin”. Ordakilere bir mucizeye şahit olmuşlardı çünkü şarkıcı eskiden çıkardığından iki nota daha yüksek sese ulaşmayı başardı. Dr. Fitzgerald Avrupa’da Viyana’da tahsil görmüş ve iki yıl boyunca Londra Kulak, Burun, Boğaz Merkez Hastanesinde doktor olarak çalışmıştır. 1902 yılında, burun ve boğaz servisinde başhekim iken, bölge terapisi ile tanıştı. Ağrıları azaltmak için, parmakların değişik kısımlarına basınç uyguladı, çok başarılı idi. Tohum atılmıştı artık. Bugünkü refleks bölgeleri terapisinin temeli bu çalışmalarla başlamıştır. Bu ilk Kitap tıp dünyasında pek iz bırakmadı ve bazı doktorların kitaplıklarında tozlanmaya bırakıldı. Bölge terapisi teorisinden büyülenen bir doktorun haricinde.

Bu doktor, araştırılması gereken gerçek bir imkanın mevcut olduğunu gördü. Yanında çalışan terapisti düşünce ve isteklerinin ortağı yaptı. Tohum meyvesini vermeye başlamıştı. Bu doktorun adı Joe Shelby Riley, kendisi için çalışan terapistin adı ise Eunice İngham idi.

Dr. Riley, Dr. Fitzgerald’ın yaptığı işlere büyük bir ilgi gösterdi, ancak aktif olarak bununla uğraşmadı. Terapist olarak çalıştığı için Eunice İngham da bölge terapisine ilgi duyuyordu. Teori hakkında birbirleriyle epey tartıştılar. Bu teori hakkında daha fazla bilgi edinme isteği ortaya çıktığında bu durum Eunice İngham için adeta bir tutku haline geldi. Fitzgerald’ın genellikle eller üzerinde yoğunlaştığını biliyordu. Ancak madem ki ellerin bu tedaviye cevap verdiyse, vücudun diğer kısımlarının da, örneğin daha hassas olan ayakların da cevap verebileceğini düşünüyordu. Bu teoriyi Dr. Riley’e açmasından sonra 1930 yılında onun teşviki ile ayak refleks bölgeleri terapisi teorisini geliştirmeye başladı.

Ayakları incelemeye başladı. Vücut anatomisi ile karşılaştırılabilen hassas yerler buldu. Ayak bölgelerini vücuttaki organlarla ilişkilendirerek tam olarak kağıda döktü. Böylece, başparmağını belli yerlere bastırarak insanların ayaklarını tedavi etmeye başladı. Ayakları inceledi ve sürekli olarak hassas bölgeleri aradı. Bu esnada Fitzgerald’ın kitabında çizdiği temel vücut ve ayak resimlerini hatırladı. Acıyı uyuşturmak için el ve ayaklarda lastik halkalar ve kıskaçlar kullanılmasının Dr. Fitzgerald tarafından tavsiye edildiğinin burada hatırlatılması önem taşımaktadır. Ancak Eunice İngham bu tavsiyeye uymamıştır. Başparmağı ve parmakları ile ayaktaki hassas yerleri bulmayı başarmıştı.

Başlangıçta çok deney yaptığı bu metot, ayaktaki hassas yerleri bulmaktan ibaretti. Daha sonra buraya bir parça pamuk koyup, sardıktan sonra hastayı evine gönderiyordu. Bu sistem sayesinde refleks bölgeleri son derece uyarılıyor ve tepki vermeleri sağlanıyordu. Ancak daha sonra bunu bıraktı. Çünkü başparmağı ve parmaklarını kullanarak bir tedavi edici etkinin sağlanması daha yararlı görünüyordu.

Araştırmalarını, oradaki küçük bir köydeki insanları tedavi ederek yaygınlaştırmıştı. Çevresinde sinirsel yada metabolik hastalığı olan birçok hastanın iyileşmesine vesile oldu, çalışmaları köyündeki birçok bronşit ve saman nezlesi nöbeti olan insanın nöbetlerinin çok daha hafif geçmesini sağlamıştı. Teorilerini heyecanla hastalarda uyguluyordu. Bu süreçte bölge teorisini dahada geliştirerek açıklıyordu.

İlginçtir ki, tedavileri esnasında çok ağır olmayan vakalarda haftada birkaç kez yapılan seansların hastalar için yeterli olacağına kani olduğundan bahsediyordu.

Conesus Lake’e gelişinin başından beri, bu tedavilerin yararından o kadar emindi ki, sağlık konusunda bir kitap yazmayı ve tüm yurtta seminerlere katılmaya kararlıydı. Bunu da, o zamanlar ayak refleks bölgeleri tedavisinin etkili bir tedavi yöntemi olduğuna bizzat kani olan Dr. Riley’in rızası ile yaptı.
1938 yılında tüm deneyimlerini ve kanaatlerini ‘Stories the Feet Can Tell’ isimli kitabında topladı. Bu kitap, bildiği diğer metotların hepsinden daha etkili olduğunu kabul ettiği refleks bölgeleri terapisini daha geniş kitlelere tanıtmasına yardımcı oldu. Bunun sonucunda birçok sağlık seminerine davet edildi. Bunu takip eden “Stories the Feet Have Told” isimli ikinci kitabı ilk kitabı kadar popüler oldu.

Refleksolog inghamın insanların, acıları dindirmek ve hastalıklarla mücadelede desteklemek için bu yeni metodu büyük bir heyecanla öğrenmek istemeleri bu çalışmaların daha da yaygınlaşmasına sebep oldu ve giderek yayılan bir ekol haline geldi.

Read More

Refleksoloji Nasıl Uygulanır?

Bu yönteme göre ellerimiz ve ayak tabanlarımızda vücudumuzun son bulduğu sinir noktaları mevcuttur. Bir başka deyişle her organın el ve ayak tabanında yansıdığı bir nokta vardır. Örneğin; ayaktaki karaciğer noktasına yapılan refleksoloji uygulaması karaciğeri uyarır.
Çoğu zaman özel tasarlanmış koltukta gerçekleşen seanslar 10 dakikadan 45 dakikaya varan sürede gerçekleşir. Tabiki küçük bebekler yada engelliler için çoğu zaman farklı bir uygulama vardır genelde bu tip vakalarda yumuşak bir minder yada hastaların anne tarafından kucağa alınmasını tavsiye ederiz. Bu arada çoğu zaman karşılaştığımız bir soruyu da burada cevaplandırmış olalım refleksoloji etkisi yaşa, hastalığın seviyesine hastanın psikolojisi hatta hasta yakınlarının psikolojisine bağlı olarak değişir.
Bazen sadece denemek için bize gelen kişilerin içindeki kuvvetli şüphenin terapinin verimini düşürdüğünü söylememiz gerekir. Ya da tam tersi olduğunda refleksoloji tekniğini mantıklı ve bilimsel bulan pozitif bakış açısına sahip kişilerin iyileşme süreçlerinin daha hızlı olduğunu söyleyebiliriz.
Read More

Bel ve Boyun Fıtığı

Bel Fıtığı
Bel bölgemizde bulunan omurgaların arasındaki kıkırdak yapının omirilikten çıkan sinirlerin sıkıştırılmasıdır. Çekirdek dediğimiz kısmın,bağ dokusu dediğimiz kısmın elastik kısmı yırtılarak,omirilik kanalı ve sinir köklerine baskı yapacak şekilde yırtılmasına bel fıtığı denir.Bel Fıtığının Nedenleri

– Yaşa bağlı olarak gelişen dejerasyon
– Ters hareketler
– Düşme
– Ağır bişey kaldırmaBel Fıtığının Belirtileri

– Belde ve bacakta dayanılmaz ağrılar
– Hareketlerde kısıtlılık
– Topallayarak yürüme
– Vücudun bir tarafa doğru yamulmaya başlamış,çarpık hale gelmiş olmasıBel fıtıkları genellikle erişkin yaşlarda görülen bel ve bacakların en başta gelen nedenlerindendir. Erkeklerde kadınlara göre 1.7 kat daha fazla rastlanır.

Boyun Fıtığı

Boyunda 7 adet omur cismi bulunur.Yapıları itibari ile bir üstteki bölümde anlatılan bel omurlarından tek farkları,daha küçük olmalarıdır.Her omurga arasında yastıkçık dediğimiz kıkırdaklar mevcuttur.Bu kıkırdak yapının yırtılarak omurga içinde seyreden omirilik veya kolla dağılan sinirlere baskı yapması sonucu oluşan hastalığa boyun fıtığı denir.Boyun Fıtığının Risk Faktörleri

– Ani ve güçlü boyun hareketleri
– Ağır kaldırmak
– Ani,ters dönüşler
– Araba kullanırken emniyet kemeri takmadan ani fren yapılması
– Geçirilmiş boyun travması
– Spor yaralanmalarıBoyun Fıtığının Belirtileri

– Şiddetli boyun ağrısı veya kolla vuran ağrı
– Orta düzeyde sık tekrarlanan a ğrılar
– Ağrıyla birlikte kolda kuvvetsizlik
– Ağrıyla birlikte kol ve ayaklarda uyuşma
– Kol ve ayaklarda giderek artan güç kaybıRefleksolojinin bel – boyun fıtığı tedavisindeki yeri

Refleksolojinin orta ve hafif düzeydeki fıtıklarda düzeltici etkisi temelde gerilen ve sıkışan sinirlerin yumuşatılıp, basının ortadan kaldırılması ve sıvı dengesinin tekrar kurulmasına dönük bir amaç hedeflenir. Bel ve boyun fıtığının oluşmasına neden olan en önemli faktörlerden birisi olan sinir ve stres hali refleksoloji sonrasında ortadan kaldırılarak vücut üzerinde bir gevşeme hali oluşturulur.Bu amaçla ayaklarımız üzerinde sadece omur bölgeleri değil stres oluşumuna neden olan ve vücuttaki genel gerginlikle ilişkisi olan organların da ayak tabanındaki sinir izdüşümleri uyarılarak vücutta genel bir gevşeme oluşturulur.

Refleksoloji ile vücuttaki kas sistemi ve omurlarımızı saran lenfler gevşetildiği için refleksoloji tabanlığını düzenli olarak kullandığınız takdirde tekrar fıtık olma ihtimaliniz minimal düzeye inmektedir.
Read More

Kireçlenme

Osteoartrit

Eklemlerde ağrı, hareketlerinde tutukluk ,sonraki dönemlerde ise şekil bozuklukları ile kendini gösteren bir yıpranma hastalığıdır. Yaşla paralel artış görülür. Kadınlarda biraz daha fazla rastlanan bu hastalık özellikle yük altında kalan eklemlerde daha sık görülür. BU hastalık gerek bilim dünyasında gerekse halk arasında değişik isimlerle tanınır. Bilimsel son adı OSTEOARTRİT olmakla beraber uzun süre Osteoartroz veya kısaca artroz olarak isimlendirilmiştir. Dedjeneratif eklem hastalığı bir başka bilimsel adıdır. Halk, bu hastalığı kısaca eklemlerde kireçlenme olarak tanır

Sıvı dengesinin bozulmasıyla birlikte ortaya çıkan kireçlenme fizik tedavi, egzersiz ve refleksoloji ile birlikte önemli ölçüde giderilir. Refleksoloji sıvıları besleyen sinirlerin görevini daha iyi yerine getirmesini sağlar.Yaklaşık seans sayısı 12 dir. Detaylı bilgilendirme için merkezimizden bilgi alabilirsiniz.

Read More

Migren

Refleksoloji migren sorunu çözümünde temel olarak gerginleşen sinirlerin gevşetilmesi, sağlıklı bir sinirsel akışın oluşturulması ve hormonal dengeleme gibi temel hedefler etrafında yoğunlaşarak sorunu çözmeye çalışır.
Amerika’da 28 milyon insan migrenden şikayetçi. The American Headache Society (Amerikan Ağrı Topluluğu) verilerine göre Bu ağrı ile ilgili şikayetlerin ekonomiye negatif etkisi yıllık 13 milyon doları bulmakta. Bu ağrıların tedavisi ile ilgili harcanan miktar ise yıllık 1 milyar doları geçmekte.

Danimarka’da ise 3 milyon çalışma günü baş ağrılarından dolayı kaybedilmekte. Danimarkalılar bu sorunun çözümü için ağırlıklı olarak Refleksolojiyi kullanmakta. Refleksoloji Danimarka’da en yaygın ve en çok faydalanılan sağlık terapi olmuş durumda. Tahmini olarak her 4 Danimarkalıdan 1 tanesi refleksolojiyi denemiş diyebiliriz. Ülke çapında yapılan bir çalışmada Refleksolojinin insanlardaki Tansiyon ağrıları ve Migrenden kurtarıcı etkileri araştırılmıştır. Çalışma 220 katılımcı ve Danimarka Bölgesindeki 78 Refleksoloji uzmanının katılımı ile The Royal Danish School of Pharmacy’de gerçekleştirildi. Katılımcıların %90’ında ağrıların kesildiği ya da azaldığı gözlemlendi.

Yine Amerika’da yapılan bir çalışmada;

‘’Yaşları 15 – 57 arasında olan 25 bayan 7 erkek hasta üzerinde yapılan refleksoloji çalışmasında, hastalara 12 hafta boyunca haftada 2 seans refleksoloji uygulanmış olup, seanslar sonunda migrenle ilgili şikayetlerinin büyük oranda bittiği görülmüştür.’’

Read More

Dikkat Eksikliği

Nörolojik gelişimi hızlandırmak ön beyni geliştirip zeka gelişimini desteklemek mümkün. Refleksoloji çalışması zihni aktifleştirir hafızayı kuvvetlendirir. Beynin işleyiş hızının düzenlenmesi, ön beyin çalışma sisteminin düzenlenip geliştirilmesi gibi temel bir amaç etrafında toplanır.

Refleksoloji beyinin başta frontal korteks olmak üzere bütün bölümlerinin uyarılmaya bağlı olarak aktive artışına sebep olur. Bu aktivite artışı, bu bölgeleri oluşturan nöronların uyarılar sayesinde tarnsmilter geçişleri arttırmasına sinaptik bağlantılarının gelişmesine sebep olduğu için zeka fonksiyonlarını arttırıp geliştirme ve buna bağlı olarak hafızayı güçlendirip öğrenmeyi kuvvetlendirme gibi belli başlı zihinsel işlevleri geliştirir.

Refleksoloji tabanlığı beyinde bu bölgelerle bağlantılı kısımları özel çıkıntı ve noktalar sayesinde uyarı vermeye dönük özel medikal bir üründür.Aynı zamanda vücudumuzdaki enerji dolaşımını doğal yollarla düzene sokarak öğrenmeye engel teşkil edecek sorunları ortadan kaldırır.

Günlük olarak tabanlığı yarım saat ile bir saat arasında giymenin,yaklaşık altı ay içerisinde zeka gelişimi üzerine faydalarının görülmesi için yeterli bir süre olduğu ifade edilebilir.

Read More